Hoş geldin hediyesi: 3 haftalık anaokul planı bizden sana hediye!

HomeBlogÇocuklarımızın Yaratıcılığını Nasıl Yok Ediyoruz?

Çocuklarımız inanılmaz bir keşif ve yaratıcılık dürtüsü ile dünyaya gelirler. Ancak ilkokulun sonlarına doğru, yaratıcı potansiyellerinden fazla bir şey kalmaz.

Oysa iyileşen yaşam koşullarının bir sonucu olarak, çocuklarımızın ortalama zekası her yeni nesil ile birlikte artmaktadır. Fakat yaratıcılıkta ters bir orantı vardır: 1990’lardan bu yana, çocuklarımızın yaratıcı değerleri azalmaya devam etmiştir. Neyi yanlış yapıyoruz?

Dolu bir aktivite takvimi

Müzik kursu, yabancı bir dil öğrenme kursu, spor kursu, özel dersler, satranç ve bale kursları, ev ödevlerinde yardımcı kurslar, kesintisiz eğlence programları vb. aktivitelerle çocukların günlerini programlarla dolduruyoruz. Çocuklarımızı meşgul etmekle meşgulüz. Çocuklarımızda can sıkıntısı duygusu yok olana kadar planlanmış aktivitelere boğuyoruz. Oysa çocuklarda can sıkıntısı doğal bir duygu. Bu duygu önemlidir. Can sıkıntısı hayal gücünü harekete geçirir ve hayal gücü yaratıcılığı besler. Sonunda çocuklarımızın “hiçbir şey yapmamasına” izin verdiğimizde, beyinlerini çalıştırmalarına, kendi fikirlerini ve aktivitelerini geliştirmelerine fırsat tanırız.

Aşırı koruma

Gittikçe daha fazla sayıda ebeveyn çocuklarının yaşamlarının yöneticileri haline geldi. Çocuklarının oynamaya, öğrenmeye ve tasarlama eylemlerine sürekli olarak müdahale ederler. Bu ebeveynler, buldozerler gibi, çocukların bir engelle karşılaşmadan olası engelleri ortadan kaldırırlar.

He gets spoiled with love.

Ancak, çocuklarımızı sürekli izler, yönetir ve yönlendirirsek, tutkularını ve yaratıcılıklarını yok ederiz. Çocuklarımıza risk alma, hata yapma ve onlardan öğrenme özgürlüğü vererek, sorunları kendilerinin yaratıcı bir şekilde çözmelerine olanak sağlarız.

Ödül ve hediye

Çocuklarımızın her oyuncak alma isteğini yerine getiririz. Nedenli ve nedensiz çocuklarımızı ödüllendirmek için fırsatlar kollarız. Odalarını lüzumsuz ve eğitici değeri olmayan oyuncaklarla doldururuz ve bu eğilim azalmadan devam ediyor.

Örneğin her geçen yıl -ortalama olarak- daha fazla oyuncak alırız. Çok sayıda bilimsel çalışma: Abartılı ödüllerin ve hediyelerin, çocuklarımızı keşfetme dürtüsünü ve hayal gücünü sürdürülebilir bir şekilde yavaşlattığını göstermiştir. Mevcut araştırmaların gösterdiği gibi, daha az oyuncağı olan çocuklar, bireysel oyuncaklarla daha yoğun ve daha uzun süre oynarlar. Ayrıca, yaratıcılıklarını da teşvik ederler çünkü aynı oyuncağı farklı durumlarda kullanmaya ve farklı amaç yüklemeye zorlanırlar.

Önemli olan eğlenerek öğrenmektir, mükemmellik değil

Nesneler, tutku ve coşku ile yapıldığında yaratıcılığı en iyi şekilde büyütür. Önemli olan öğrenirken eğlenmektir, mükemmellik değil. Çocuklarımızı sürekli değişen bir dünyanın zorluklarına hazırlamak istiyorsak, onlara eşsiz potansiyellerini keşfetmeleri, gelişmeleri ve tüm harika fikirlerini ifade etmeleri için yer ve imkânlar sağlamalıyız.

 

İSKENDER YILDIRIM

You May Also Like